The Song Of Sparrows ~ Serçelerin Şarkısı (2008)



0 yorum

Yapım:2008 ~ İran
Tür:Dram
Yapımcı,Yönetmen: Majid Majidi
Senaryo:Mehran Kashani, Majid Majidi

Kerim  : sen orayı bin yılda temizleyemezsin..

Hüseyin : temizleyeceğiz.. sonra da suyla doldurduğumuzda içine yüz bin balık koyabiliriz..
Karim : yüz bin balık ne kadardır biliyor musun ?
Hüseyin : şey.. yüz bin balıktır..

İran Sineması denilince akla ilk gelen isimlerden biri Macid Macidi. Yönetmenin  filmlerinin konusunu genellikle alt sınıfın, onuru ile yaşayan insanları oluşturuyor. Dürüstlük, onur, "saf"lık  gibi kavramlar onun insanı anlama ve anlatma konusundaki en büyük araçlarından biri. Onun filmlerinde umudunu kaybetmek üzere olan insanların, kendilerinden taviz vermeden, en nihayetinde bütün gecelerin sabaha varacağının farkındalığıyla , hayata nasıl tutunduklarını görüyoruz. Aynı zamanda, özellikle çocukların insan eli değmemiş dünyasını bir araç olarak kullanan ve bu yolla evrensel  mesajlar veren bir yönetmen Macid Macidi. Haziran ayında Altyazı dergisinin özel söyleşi bölümde yer verdiği yönetmen röportajda; "Olayları çoğu zaman çocukların gözünden anlatıyorsunuz. Çocukların dünyasını nasıl tanımlarsınız?" sorusuna şu cevabı veriyor:

"Çocuklar, bana hep saf" şunu hatırlatıyor: Bizler de bir zamanlar masum meleklerdik, daha sonra cennetten kovulduk. Özümüzdeki o çocuktan o kadar uzaklaştık ki, başka bir insana dönüştük. Eğer, çocukluğun o özüne, saflığına dönebilmek mümkün olsaydı, dünyayı farklı gözlerle görebilirdik. Çocukların dünyası çok sadık ve saf bir dünya. Çocuk oyuncularla çalışırken, işte bu dünyaya girebilmek gerekiyor. Çocuğun bir gardı vardır, onu aşabilirsen rahatlıkla dünyasına girebilirsin. Çocukların ruhları çok zengin oluyor. Bunu anlayabilmek için de onların seviyesine inmek, onlarla yakınlık kurmak gerekiyor."


Film deve kuşu çiftliğinde çalışan Kerim'in kızının işitme cihazını, çöplüğe dönmüş bir kuyuda kaybetmesiyle başlar. İş yerinden apar topar cihazın kaybolduğu kuyuya gelen Kerim,  oğlu Hüseyin'le arkadaşlarını cihazı ararken bulur. Aynı zamanda Hüseyin ve arkadaşlarının bu kuyuyla ilgili bir hayali vardır.  Orayı  temizleyip, yüz bin balıkla doldurup, doğal bir akvaryum oluşturmak...Baba Kerim'in tüm itirazlarına rağmen Hüseyin ve arkadaşları bu sevdadan vazgeçmez. Bu arada cihaz bulunur fakat artık işlevini kaybetmiştir. Yeni işitme cihazı içinse Kerim'in kemerini epey sıkması gerekmektedir. Fakat tam bu süreçte çalıştığı devekuşu çiftliğinden atılır. Bir iş için gittiği Tahran'da tesadüf eseri şoförlüğe başlayan Kerim, bu büyük şehrin karmaşasına, hızına şahit olacak, içindeki iyi ve kötü savaşını yer yer kaybedip, yer yer kazanacaktır.


Serçelerin Şarkısı’nda (The Song Of Sparrows) bir babanın başta kendi, sonra da ailesi için verdiği mücadeleyi, aynı zamanda da bir çocuğun tüm iyi niyetiyle bir hedefe nasıl sarıldığını ve bu uğurda çekilen sıkıntıların üstesinden nasıl gelebildiğini görüyoruz. Aslında film iki düzlemde yürüyor; Bir tarafta yoktan var etmeye çalışan ve umudunu hemen hemen kaybetmeyen bir çocuk, diğer tarafta da hayatın ona hiç de adil davranmadığını düşünen bir baba...



Ayrıca, 2008 Berlin Film Festivali’nde Mohammed Amir Naji’nin performansıyla En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde Gümüş Ayı ödülüne layık görülmüştü.Sözün kısası izlemeye değer bir film. Özellikle İran sinemasına ilgi duyuyorsanız hiç ama hiç atlamamanız gereken bir film. Keyifli seyirler...


8,5/10


0 yorum:

newer post older post