Zamanın çok içinde bir o kadar da dışında bir seyyah The Man from Earth ~ Dünya'lı 2007




Tür : Bilim Kurgu / Dram
Yönetmen : Richard Schenkman
Senaryo : Jerome Bixby
Yapım : 2007, ABD , 87 dk.

Yazmaya değer ve zaman bulduğum son film  The Man from Earth. Garip bir senaryosu var filmin. Senaryosunu  bilim kurgu yazarı olan Jerome Bixby yazmış. Jerome belli ki dünyaya The Man from Earth aracılığıyla bir mesaj iletmek istemiş. Filmin vermiş olduğu mesaj "bütün bildiklerinizi unutun" türünden bir mesaj, dolayısıyla çok çarpıcı. Film bu ezber bozan mesajı, Tarih Profesörü olan John "old"man aracılığıyla perdeye aktarıyor . John  aynı  üniversitedeki çalışma arkadaşlarına göre hiçbir sebep yokken taşınıp her şeyi terketme kararı alır.  Küçük kamyonetine eşyalarını yüklediği sırada arkadaşları, biraz veda için, biraz da bu ani gidişin nedenlerini öğrenebilmek için onu ziyarete gelir. Arkadaşları John'a bu ani gidişin nedenini sormaya başlar  fakat ondan tatmin edici bir cevap alamaz. Sadece şakayla karışık her on yılda bir mekan değiştirdiğini söyler. Fakat arkadaşları John'u rahat bırakma niyetinde değildir ve en nihayetinde baskılara dayanamayan John hiç kimseye anlatmadığı ve bütün dünyayı ilgilendiren büyük sırrını açıklamaya başlar. İşte bu sahneden sonra görecekleriniz ve duyacaklarınız filmin hiç de sıradan bir film olmadığının kanıtı olacaktır.

 Spoiler İçerir

John arkadaşlarına bir CroMagnon ( bilim insanlarına göre dünyada oluşan ilk kabile) olduğunu açıklar. Yani tam 14000 yıldır yaşayan ölümsüz bir canlıdır. Her devre tanıklık etmiş, tarihte iz bırakan önemli din adamlarının, sanatçıların çok yakınında bulunmuştur. Bu iddialar, aralarında biyolog, antropolog, din bilimci, psikolog ve arkeolog olan arkadaşlarını şaşkına çevirir ve çoğu, bir şakanın kurbanı olduklarını ya da arkadaşlarının delirdiğini düşünür. Hatta bir çoğu artık bu hikayeyi dinlemek istemez. Ama her zamanki gibi aralarında biri az da olsa anlatılanların doğru olabileceği düşüncesiyle John'a hikayesini anlatmaya devam etmesini söyler. John'un itirafları herkeste şok etkisi yaratır. O yüzden arkadaşlarının soru yağmuruna tutulur. Film, seyircinin olayların gidişatına göre merak ettiği tüm sorulara olmasa da kritik sorulara cevaplar vererek  merakları gideriyor. Sorular arttıkça ve tatmin edici cevaplar aldıkça John'un arkadaşlarıyla birlikte bizim de merakımız kat be kat artıyor. Tüm bu olaylar sadece tek bir kanepenin bulunduğu boş bir antrede cereyan ediyor. Yani film tek bir mekanda geçiyor. Tek mekan, güçlü diyaloglarla örülü bir senaryo... Bu yüzden sürükleyiciliğinden hiçbir şey kaybetmiyor. Filmde -teşbihte hata olmaz-dananın kuyruğunun koptuğu bölümse John'un kendisinin İsa olduğunu iddia ettiği bölüm. Din bilimci arkadaşının yoğun tepkisine rağmen hikayesine devam ediyor. Hz. İsa ile ilgili bilinen çoğu şeyin aslında yanlış olduğunu "ben aslında bunu kastetmemiştim" sözleriyle özetliyor. Sonuç itibariyle arkadaşlarını hiçbir şekilde inandıramayacağını düşünen John, anlatmakla hata ettiğini düşünerek, anlatılanların bir şakadan ibaret olduğunu söylüyor.Film gereksiz ve karikatürize bir finalle de son buluyor.


The Man from Earth, Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Film” dalında Birincilik Ödülü ve “En iyi Senaryo” dalında Büyük Ödül kazanmış bir film.

Filmin yapımcılarından Eric D. Wilkinson “Gelecekte dosya paylaşımı konusunda şikayet etmeyeceğim, bir sonraki filmimi yaptığım zaman paylaşıma kendim açacağım.” sözleriyle, bu filmi izin almadan internette dağıtan dosya paylaşım ortamı kullanıcılarına teşekkür etmiş ve filmin tanıtımının onlar olmadan bu kadar iyi yapılamayacağını ifade etmişti.

Filmin yankı uyandırması anlaşılır bir şey tabii. Fakat filmin sinematografik açıdan abartılmaması lazım. Anlatılan şeyler ilginç evet! Yeterince tartışma yaratacak türden. Film bir meydan okuma filmi gibi neredeyse. Söylediği şeylerin ilginçliği zaten filmin sürükleyici olması için yeter artar şeyler olduğu için bunu çok büyük bir başarı olarak addetmiyorum. Düşük bütçeyle çekilmiş tatmin edici, şaşırtıcı, merak uyandırıcı bir film sadece. Bilim kurguyu  gerçek hayatın içine entegre etmesi filmi garip bir düzlemde izlememize neden oluyor o kadar. Farklı bir film kategorisi için ideal bir film hiç şüphesiz. Özellikle bu konulara kafa yoran biriyseniz tatmin olmamanız için bir neden yok.

7,5/10

Kişisel Direniş




Ben öyle mutluluk meraklısı değilimdir, yaşamı yeğlerim yine. Mutluluk bir süprüntü, acımasızın tekidir, ona asıl yaşamasını öğretmek gerekir
... ama ben mutlu olmak için yaşamın kıçını yalayacak değilim.

ONCA YOKSULLUK VARKEN ~ Emile Ajar

CASHBACK~Zamana Güzellik Kat



 "Zamanı durdurabilirsiniz, hızlandırabilirsiniz de. Dondurabilirsiniz bile. Ancak başa saramazsınız. Yapılanı geri alamazsınız. Neyi gördüğünü düşündüm. Neyi görmediğini. Nasıl açıklayabileceğimi düşündüm. Ancak ne kadar düşünürsem düşüneyim, onu sakinleştirecek bir söz bulamadım. Kaçınılmaz olanı ne kadar erteleyebilirsiniz ki. Dünya donmuş dururken iki gün bekledim. Yine de bir çözüm bulamadım."

newer post older post