Dear Frankie ~ Sevgili Frankie 2004/Yalanını sevsinler



2 yorum

Tür: Dram
Yapım: 2004, İngiltere
Yönetmen: Shona Auerbach
Senaryo: Andrea Gibb
Görüntü Yönetmeni: Shona Auerbach
Oyuncular
Gerard Butler, Emily Mortimer, Jack McElhone, Sharon Small, Mary Riggans


Yalancının mumu yatsıya kadar

Babası tarafından küçük yaşta gördüğü şiddet yüzünden sağır kalmak zorunda kalan, annesinin başta iyi niyetle giriştiği, sonradan sarpa saran koca bir yalanı yaşamak zorundaolan 10 yaşındaki bir çocuğun hikayesi Dear Frenkie.

Frankie sakatlığına neden olan kişinin babası olduğundan habersizdir. O babasız büyüyen her çocuk gibi, bir babaya ihtiyaç duyar. Annesi bu ihtiyacı nispeten gidermek için kendi kendisine bir çare bulur. Bu çare Frankie'ye babasının ağzından mektuplar yazmaktır. Fakat  her yalan gibi bu yalan da yatsıya kadar sürer.

Annesi, oğluna babasının bir gemici olduğunu ve bu yüzden başka ülke ve limanlarında sürekli gezmek zorunda kaldığı yalanını öyle gözüküyorki inandırır. Babasına dair gerçek başka hiç bir bilgiyi vermez. Hatta babaya ait eski fotoğrafları bile yok etmiştir. Frankie, babasının sözde mesleği olan gemiciliğe karşı duyduğu ilgi sebebiyle bir çoğrafya kurdu olup çıkmıştır. Aynı zamanda dudak okuma şampiyonudur. Bu özelliği sayesinde özrü günlük yaşamını idame ettirmesine ve hayatına adapte olmasına  çok da engel olmaz.


Dublör Baba

Buraya kadar herşey en azından düşe kalka "iyi" giderken, Frankie için sevinçli, annesi için zorlu bir süreç başlar. Frankie bir şekilde, annesinin, babasının çalıştığını uydurduğu geminin, son taşındıkarı yer olan_ya da babadan kaçerken son saklandıkları yer olan- İrlanda'nın liman şehrine geleceği haberini alır. Annenin önünde iki seçenek  vardır ya gerçeği oğluna açıklayacak ya da başka bir yalan bulacaktır. Ve "bir kez yalan söyleyince ikinci defa söylemek daha kolaydır" lafını doğrularcasına, herkesi yeni bir yalanın daha içine sürükler. Başlangıç olarak en yakın arkadaşından kendisine kısa zamanda "dublör bir baba" bulmasını ister. Fikir çılgınca ve acımasızca gibi gözüksede, annesine göre Frankie için en uygun olanıdır. Ve sonrasında, bu işi para için yaptığını düşündüğümüz, Dublör Babanın Dilemması, annenin de dilemmasına dönüşür. Bu süreçte kafası karışık olmayan tek kişi Frankie'dir.

Daer Frankie, bir çocuğun umutlarını, özlemlerini ve karşı karşıya kaldığı gerçeğe  çocuk kalbiyle  nasılda göğüs gerebildiğini, onu sadece küçük bir çocuk zannedenleri mahcup edişini, her karanlık yolun sonunun elbet bir gün aydınlığa çıkacağını, kandırırken aslında nasıl da kandığımızı, kısacası aldanmışlığımızı, acite etme seviyesini yüksetmeden, sıradan olmayan bir hikayeyi sırdan bir edayla anlatan bir film. Filmin sonunda "e yani bundan sonra ne olacak" sorusuyla bizi başbaşa bıraksada neticede enteresan bir konu arayanlar için izlenebilir, güzel bir film.

7/10


Je Vais Bien, Ne T'en Fais Pas ~ Benim İçin Üzülme Soundtrack /AaRON- U Turn(lili)



3 yorum


Lili,take another walk out of your fake world
please put all the drugs out of your hand
you'll see that you can breath without not back up
some much stuff you got to understand
for every step in any walk
any town of any thought
i'll be your guide
for every street of any scene
any place you've never been
i'll be your guide
lili,you know there's still a place for people like us
the same blood runs in every hand
you see its not the wings that makes the angel
just have to move the bats out of your head
for every step in any walk
any town of any thought
i'll be your guide
for every street of any scene
any place you've never been
i'll be your guide
lili,easy as a kiss we'll find an answer
put all your fears back in the shade
don't become a ghost without no colour
cause you're the best paint life ever made

Quiz Show



0 yorum

"Bir soru için 64 bin dolar mı? Umarım sana hayatın anlamını soruyorlardır"


0 yorum

Tür : Dram / Suç
Gösterim Tarihi : 10 Temmuz 2009
Yönetmen : Michael Mann
Senaryo : Michael Mann , Ronan Bennett , Ann Biderman , Bryan Burrough (Kitap)
Görüntü Yönetmeni : Dante Spinotti
Müzik : Elliot Goldenthal
Yapım : 2009, ABD
Oyuncular:
Johnny Depp (John Dillinger) , Christian Bale (Melvin Purvis) , Billy Crudup (J. Edgar Hoover) , Marion Cotillard (Billie Frechette) , Channing Tatum (Pretty Boy Floyd) , Leelee Sobieski (Polly Hamilton) , Emilie de Ravin (Anna Patzke)

Uzun süredir sinema yollarını unutmuş biri olarak bu filmin fragmanlarını gördüğümde "Tamam.Bu filme gitmeliyim" dedim. İtiraf edeyim, Johnny Depp'in içinde olduğu her projeye gözüm kapalı giderim. Gerek kendisine duyduğum gizli hayranlık ve sempati, gerekse kendisinin iyi işlerde olma becerisi nedeniyle. Johnny Depp bu filmde de büyük rollerin adamı olduğunu   bir kez daha kanıtlamış.

Çekirge bir sıçrar...

Public Enemies,  Bryan Burrough'un Halk Düşmanları: Amerika'nın En Büyük Suç Dalgası ve FBI'ın Doğuşu kitabından uyarlanmış bir film. Banka soyguncusu John Dillinger'ın kısa bir zamanda ülkenin  aranılan en azılı suçlusu oluşunu ve şimdiki FBI'ın temellerini oluşturan teşkilatın adı olan  Soruşturma Bürosu arasında yaşanılan  kedi fare oyununun hikayesini anlatıyor.



Kime göre halk düşmanı ?

Filmin ismi Halk Düşmanları yerine Devlet Düşmanları olsaymış isabet olurmuş. Şaka bir yana John Dillinger, o dönemde halkın banka sistemine olan tepkisi, kendisinin soygun sırasında müşterilerin paralarına dokunmayışı gibi davranışarı nedeniyle filmde nerdeyse halk için sempatik bir suçlu imajı çiziyor.Dolayısıyle seyirci için de öyle. Zaten kendisine karşı  duyulan sempatiyi Dillinger'ın yakalanarak hapishaneye götürülmesi sırasında halkın onu alkışlar içinde selamlamalarından da gayet iyi anlıyoruz.  Dolayısıyle filmde Dillinger'ın halk tarafından pek de düşman gibi algılanmadığı ortada.

"Bye Bye Black Bird"

Dillinger'ı seyrici için sempatik yapan başka bir şeyse sanırım aşık olduğu kadına gösterdiği ilgi ve alaka. Aşkı için gözünü karartan, sahiplenici hatta gerektiğinden fazla düşünceli, kibar  bir aşık rolünde Depp.

Aslında tipik bir amerikan filmi niteliğinde Halk Düşmanları. Azılı bir suçlu, onun aşık olduğu genç ve güzel kadın, genç ve idealist, kanun adına çalışan bir görevli,ve en sonunda bir kadın tarafından sırtından vurulan suçlu. Tüm bu şartları yerine getirmiş bir filmi ne kadar uğraşsanızda çok kötü yapamazsınız zaten.

Ama yine de yönetmen Michael Mann'ın bu filmi iyi kotardığını söylemekte fayda var. Özellikle aksiyon sahneleri, bazı yerlerde haraketli kamera kullanımları  isabetli olmuş gibi. Herşeyden önce o dönem son derece iyi yansıtılmış. Filmin inandırıcık konusunda bir sorunu yok zaten. Belki sadece konu. Havada kalan bir kaç olay gibi ufak takılınan noktalar bulunabilir.Ya da Christian Bale'in rolünün çok derinlikli işlenmemesi gibi bazı ayrıntılar. Ama neticede izlenesi bir suç filmi olmuş diyebilirim.

8/10

|Saygı Duruşu| Dünyadan bir de Michael Jackson geçti.



0 yorum
Michael Jackson'ın en sevdiğim şarkısı; Billy Jean canlı performans





Gri AŞK



0 yorum
Gün geçmiyorki bir garipliğimiz daha yaşanmasın. Reklam rekoru kıran Aşk Kitabı'nın, erkek okurlarının "Şeker pembesi  renk erkek adamı bozar.İnsan içinde okuyamıyoruz, çok mağduruz.Buna bir hal çare lütfen" serzenişlerine daha fazla kulak tıkayamayan Doğan Yayınları, çok geçmeden yeni promosyon çalışmalarına, bu vesileyle  bir yenisi daha eklemiş oldu. Böyle bir olay yalnızca benim ülkemde olabilirdi zaten.


Haberi ilk duyduğumda önce şaka zannettim.Yok! gayet gerçekti. Durumun vahametinin farkına varınca, asıl mağdur olan kesimin çoktan Pembe AŞK kitabı edinenlerin olduğunu anladım. Ortada kendilerini aşan bir cesaretle Pembe Aşk'ı  çoktan satın almış, açık havada,  sessiz, sedasız, güzel bir kafede okuma lüksleri elinden alınmış onca mağdur erkek okur. O yüzden benim nacizane tavsiyem; Grisinin çıkabileceğini akıl edemeyip çoktan  Pembe Aşk'ı satın almış bulunan erkek okurların kitapları,  grisiyle takas edilsin. Böylece kimsenin de erkekleğine zeval gelmemiş olsun. Madem bu kadar duyarlıyız. Nasıl ama?

Au Revoir, Les Enfants ~ Elveda Çocuklar 1987



0 yorum
_au_revoir_les_enfants



Tür: Dram, Savaş
Yapım: 1987, Fransa, Almanya
Yönetmen: Louis Malle
Senaryo: Louis Malle
Yapımcı: Louis Malle
Görüntü Yönetmeni: Renato Berta
Oyuncular:
Gaspard Manesse, Raphael Fejtö, Francine Racette




Bakakalmak  bir gidenin ardından...


Öğrenci yurtlarında yaşanan dostlukları iyi bilirim. Özellikle aileden ayrı düşmenin sebep olduğu o içi zor doldurulur  boşluğu az da olsa kapatabilecek bir arkadaş -dost arama çabasına girmiş bulursun kendini. Çoğu zaman da başarılı olursun. Kurşmuş olduğun o dostluk ömrünün sonuna kadar özel bir dostluk olarak kalır ve hep biraz buruk hatırlanır.Ya da ben öyle her şeye olduğu gibi özel anlamlar yüklüyorumdur. Bilmiyorum. Ama neticede buna benzer  duygular yaşatma fırsatı sunuyordur böyle ortamlar.


elvedaçocuklar1


Zamanlardan 2.Dünya Savaşı. Şavaşın özellikle tüm avrupayı ve avrupadaki yahudileri  "kırıp geçirdiği" bir ortamda katolik okulan giden iki öğrencinin aralarındaki, geç başlayan erken biten dostluğun hikayesi Au Revoir, Les Enfants. Bahsi geçen okul da bir çok yer gibi alman milislerin ablukası altındadır.Tüm bu sıkı yönetim ve baskıya rağmen okul yöneticileri isimlerini değiştirmek suretiyle üç yahudi öğrenciyi okullarında saklamayı başarırlar taki okul çalışanlarıdan biri, intikam amaçlı ispiyonculuk yapana kadar...


Elvedaçocuklar2


En büyük zevkleri geceleri birbirlerine Binbir Gece Masalları okumak olan, Julien Quentin ve yahudi öğrenci, Jean Bonnet'in  arasına 2.Dünya savaşı ve onun "götürüleri" girer. O yaşlarda bir çocuğun bir savaşı anlamlandırma çabasını ve elinden koparılan dostluğun, o anlam arayan bakışını seyrederken benim gibi sizde çok etkileneceksiniz.


Au Revoir, Les Enfants, bizi salya sümük ağlamak zorunda bırakan 2.Dünya Savaşı temalı filmlerinden biraz farklı olarak drmatikleştirme işini nispeten daha dozunda bırakmış bir film. Savaşın yaşattıklarını bir çocuğun gözüden çok bir dostluk hikayesinin üzerinden, pekala anlatmayı becerebilmiş başarılı bir dram.



8/10



newer post older post