Tür : Romantik
Gösterim Tarihi : 7 Kasım 2008
Yönetmen : Çağan Irmak
Senaryo : Çağan Irmak
Yapım : 2008, Türkiye , 113 dk.
Oyuncular
Cemal Hünal , Melis Birkan , Yıldız Kültür , Şerif Bozkurt , Gözde Kansu , Aslı Aybars , Goncagül Sunar
Neresinden bakarsan bak yavan bir aşk hikayesinin müzikle süslenip, romantizme boğulmuş şekli Issız Adam
Film çekmesini dört gözle beklediğim nadir yönetmenlerdendir Çağan Irmak. Bu filmin yapım aşamasında olduğunun haberini alınca sevinmiştim. Romantik filmlere çok aşina değil türk sineması ve bu işi yapacaksa ancak ve ancak Çağan Irmak yapabilirdi diye düşündüm çocuk aklımla : ) Romantik film ki, ele yüze bulaşma ihtimali ziyadesiyle olan bir tür. Romantizmi abartabilirsiniz. Türdeşlerinde çok gördüğümüz, piyasa ağzıyla "tutan" sahneler, "tutan" repliklerle filmin özgünlüğünü yitirebilirsiniz falan feşmekan... Bu saydığım tüm "felaket senaryo"larının hepsi de bu film için sarf etmek zorunda kaldığım nitelikler maalesef. Böylesine yaratıcılıktan uzak bir filme para verip gittiğime hayıflanmanın yanı sıra, üstüne yaşadığım hayal kırıklığı v.s... Kendimi sinema salonunda hiç bu kadar "müşteri" gibi hissetmemiştim desem kimseye haksızlık etmiş olmam umarım.
Hikaye çok sağlam değil her şeyden önce, ikili arasındaki elektriği de hiç sevmemiştim zaten. Birinci yarıdaki "arsız" adamımız ikinci yarıda romantik bir aşığa dönüşüyordu ki birden aklına bir sapkın olduğu gelmiş olacak, kıza "canını seven kaçsın" demeye getiren o bildik "ben sana layık değilim" repliğini okuyor. Diyalogların sahici olmaması, sanki bir teksten okurmuş gibi söyleniyor olması hiç ama hiç kabul edemeyeceğim bir şey bir aşk film izliyorsam şayet.
Issız Adam meselesine gelince, böylesi bir sıfatla nitelendirdiğin adamın en azından biraz daha derinlikli olması lazım gelmez miydi ? İş ve sosyal yaşamında gayet uyumlu bir insan, sevilen bir işletmeci hüviyetinde olan bir şahsiyetin "Issız"lığı konusunda izleyicinin pek ikna olmadığını düşünüyorum. Gösterilmeye çabalanan ıssızlık fazlasıyla yüzeyseldi. Tıpkı filmin toplamı gibi...
Demem o ki ortada ne Issız bir adam, ne de harcanmış bir Aşk var. Ortada, oradan buradan derme çatma, zaten bir çok filmde yapılmışı olan sahneciklerin birleşmesinden oluşan, bir kandırmacadan, göz boyamadan ibaret bir filmcikten başka hiç bir şey yoktu.
Müziklerle işi kurtarmış demek haksızlık olmaz sanırım. Son sahnede yaşanan zorlama dram beni daha ziyade güldürdü diyebilirim. Tarık Tufan'ın Meksika Sınırı programında da sorduğu gibi ; "Türk halkı Issız Adam gibi bir zokayı nasıl yuttu." diye sormadan edemiyorum ben de.
Filmin daha ilk yarısında içimden; Bu filmi görmüştüm ben senden önce defalarca Çağan demekten alamadım kendimi
10/6