Angel-A 2006 / sende melek tüyü var



0 yorum

.
Tür : Komedi / Romantik
Gösterim Tarihi : 28 Temmuz 2006
Yönetmen : Luc Besson
Senaryo : Luc Besson
Görüntü Yönetmeni : Thierry Arbogast
Müzik : Anja Garbarek
Yapım : 2005, Fransa , 88 dk.
Oyuncular
Jamel Debbouze (André) , Rie Rasmussen (Angel-A) , Gilbert Melki (Franck) , Serge Riaboukine (Pedro) , Akim Chir (Le chef des malfrats) , Eric Balliet (Garde du corps Franck) , Loïc Pora (Le malfrat #2)

Paris'in tenha sokaklarındaki garip bir çiftin, bir garip aşk masalı

Huyundan mıdır suyundan mıdır, tılsımından mıdır neyindendir bilinmez bu film, izleyende bir kez daha izleme arzusu uyandırıyor. Bakınız ben en son bir hafta önce 3. kez izleme şerefine eriştim. Devamı da geleceğe benziyor. Bu film bir başyapıt ya da bir  şaheser değil ! Hatta son derece sıradan bir senaryosu var.  Ama Luc Besson;  Bakın sıradan bir hikayeyi, bir peri masalına nasıl dönüştürebiliyorum dercesine bir iş çıkarmış ortaya. Belkide filmin albenisi, bu sıradanlığın ardında parlayan o nerden geldiğini tam olarak kestiremediğim  ışığı...

Kahramanımız beceriksiz düzenbaz/dolandırıcı André, yolun sonuna gelmiştir artık. Boğazına kadar borca batan, peşinde bir yığın belalı adamı olan biri olarak dışarıda güvende olmayacağını anlar ve en azından ortalık duruluncaya kadar, hapse atılmayı talep eder. "Belli bir müddet hapishanenizde konaklayabilir miyim?" teklifini duyan memur da haliyle Andre i yaka paça "dışarı" atar. O içeri atılmak isterken...

Andre'nin bulduğu tüm çıkış yolları kapalıdır. "e gökten de  kurtarıcı meleğim gelmeyeceğine göre" diye düşünüp,  intihar etmeye yeltenir. Fakat o da ne ? Korkuluklarda intihar etmek için bekleyen tek kişi o değildir. Bu devasa boydaki güzel sarışın Andre'nin kontrolünü artık kaybettiği hayatının yönünü değiştirmek için oradadır.
Angel-A filmi tüm umudunu yitirmiş bir adamın, hayatına anlam katan bir kadınla tanışma hikayesi değil sadece. Bu bakış açısı yüzeysel bir bakış açısı olur. Zira, adıyla müsemma insan Angel, hayata anlam katan biri olma özelliğinden öte, Andre'nin kaybettiği özgüven ve kendine olan sevgisini, yaşama arzusunu yeniden kazandırmaya çalışarak daha çok bir yardım meleği görevini üstlenir. Buna bağlı olarak ikilinin ayna önünde yaptıkları "içini görme" seansı da görülmeye değer.  Luc Besson, ikili arasındaki aradaki devasa boy farkını sık sık vurgulamış hatta ötesinde gözümüze sokmuş. Öyle ki Andre i sık sık yukarı bakarken görüyoruz :) Film çekimleri sonrasında boynunun tutulmuş olabileceğinden şüpheleniyorum.

Tıpkı Leon'daki gibi, Aşk'ın hiç beklemediğin bir anda karşına çıkıp-belki de en son ihtiyacın olduğunu düşündüğün bir dönemde, en çok ihtiyacın olan şeydir aşk  :/-  içinde bulunduğun karmaşık duruma , buhrana ilaç olabileceği gerçeğiyle karşı karşıya kalıyorsun bu filmde de . Ama bu filmde saf sevgi ya da cinsel bir çekimden öte kendini bulmaya yardım eden, ona yaşamı boyunca farkında olamayacağı şeyleri gösteren bir kadına belki de başka bir tabirle diğer yarısı ya da, tam da kendi olduğuna inandığı bir insana aşık olma durumu mevcut

Bir nevi yine "Sevginin gücü" ...
Paris sokaklarının bu kadar boş olması filmi zamandan soyut gösterdiği gibi filme, şiirsel serüveninde aynı zamanda masalsı  da bir tat eklemiş.

8/10

0 yorum:

newer post older post