Moolaade ~ Koruma (2004) Kadının Fendi...



7 yorum
korumaafiş1
Yapım: 2004 ~ BurkinaFaso, Fas, Fransa, Kamerun, Senegal, Tunus
Tür : Dram
Yönetmen : Ousmane Sembene
Seneryo : Ousmane Sembene
Yapımcı : Ousmane Sembene
Görüntü Yönetmeni: Dominique Gentil
Müzik: Boncana Naiga

Cesaretin var mı bir tabuyu yıkmaya ?

Bazı filmler vardır ki salt bir film olmanın çok daha ötesine gidip topluma dilinin döndüğünce bir şeyler anlatma amacı güderler. Böyle filmlere genelde " derdi olan" filmler denir ve söyledikleriyle sanatın insan için ne kadar lazım bir araç olduğunun bir kez daha altını çizerler.

Bu aralar ülkemizde  bir şekilde gündemde olan kadın sünneti konusunu görünce aklıma aylar önce izlediğim bu film geldi. Zira filmin konusu bizzatihi kadın sünneti ile ilgili. Bu tarz toplumda yönlendirici etkisi olan  ve farkındalık yaratan filmleri önemsiyorum. Bu film de bu konuda üstüne düşeni fazlasıyla yapmış.

_koruma3
Colle adında bir kadın çocukluğunda sünnet edilmesinin  zaralarından ötürü, büyük ihtimalle çoğu kadın gibi bir hayli muzdarip olmuş.Bu yüzden iki çocuğunu da doğarken kaybetmiş  ve yine  sünnet edilmesi hasebiyle diğer doğumlar sırasında can acıtıcı yöntemlere maruz kalmak zorunda kalmış. Colle yaşadığı yerin kurallarına rağmen  cesaretli/cesur davranarak, sünnet edilmek istemeyen ve kendisine sığınan bir kaç çocuğu, onların geleneksel olarak bağlı olduğu ve kesin kes itimat ettiği Koruma(moolaad) hakkını kullanarak kendi kanatları  altına alır. Moolaad geleneğinin sağladığı görünmez kalkan sayesinde kızlara dokunamazlar ama bu tabi ki   çocukları koruma inandını sürdüren Colle'nin önce eşinden ve sonra yaşadığı yerdeki ileri geleneler ve "mahalleden" baskı görürmesine sebep olur. Fakat Colle bu yolda yalnız olmasına rağmen ısrarını sürdürür.Çok geçmeden  güçlü, sözü geçen kadınları tarafına alan Colle artık daha fazla acı çekmeden  bu tabuyu yıkmanın yollarını aramaya başlar ve sonunda başarılı olur. Tabi bu süreçte de çeşitli kayıplar vermişlerdir.
_koruma1
Filmde sünnet olan çocukların özellikle çektiği fiziksel ve sonra ruhsal acıların ve bu çağ dışı uygulamanın kadınsal fonksiyonları nasıl bertaraf ettiğinin altını çiziyor Moolaade. Yine ataerkil bir alayışın hüküm sürdüğü o iklimde  kadınsal   başka problemlerin de neler olduğunu görme imkanı bulabiliyoruz filmde. Neticede içi boş inançların tartışmaya açılmasının bile imkansız gibi gözüktüğü bir yerde bu cesareti gösterip diğer insanlara öncü olmak, hele ki bunu ataerkil bir toplumda bir kadın olarak başarabilmek çok önemli . Umarım bu filmin mesajı ulaşması gereken kişilere ulaşarak görevini yerine getirmiştir. Film doğal havası ve amatör gibi duran ama amatör olmayacak kadar iyi oynayan oyuncularıyla ve en önemlisi de verdiği mesajla oldukça dikkat çekici ve çarpıcı bir film.


8/10


7 yorum:

fullmp3mp4 at: 25 Mayıs 2009 11:34 dedi ki...

tşkler

ali at: 7 Ekim 2009 07:43 dedi ki...

senegal'in sineması nasıl olabilir, onların belgeseli olur ancak batılı gözüyle.
hem öyle olsa bizim "Haberci" coşkun abinin görüntülerinden koskaca bir Afrika
sineması çıkardı...

Rüzgar at: 7 Ekim 2009 11:13 dedi ki...

Ziyanı yok...
Belgesel de sinema sanatı sınırları dahilinde değerlendiriliyor nasıl olsa...

ali at: 7 Ekim 2009 16:50 dedi ki...

sinema denilince aklıma hep kurgu gelir. hatta kurgu ile sinemayı ayıramam kavram olarak. belgeselde ise ilkeler vardır, sinemada uyulması gerekli olmayan. tıpkı kurduğum üçüncü cümle gibi didaktik bir dili vardır belgeselin. belgesel sinema bir terimdir ve akademisyenler tarafıdan türetilmiştir inanmayınız ayrı kategoridedirler onlar. belgeseli sinemadan ayıran soru ise şudur: sinema tarihinin en önemli veya en beğendiğiniz 5 filmini söyleyin deseniz? kimse size güçlü bir bir belgesel örneğinden bahsetmez. robert flaherty'nin yeri ise ancak tarihdedir, epeyce spesifiktir.

Rüzgar at: 8 Ekim 2009 10:09 dedi ki...

İnsanlar düşsel dünyanın yolculuğunda daha iyi hissediyorladır kendilerini..O yüzdendir ki genelde listenin başına sıkı bir aşk filmi gelip oturuverir

ali at: 8 Ekim 2009 11:27 dedi ki...

rüzgar gibi geçti mesela.. belgesel malzemesinden aşkın büyüleyici dünyasına...

Rüzgar at: 8 Ekim 2009 11:28 dedi ki...

aynen öyle...

newer post older post